Teneşirde Hak Aramak

Muğla'nın Bodrum ilçesi Yalıkavak Beldesin'de iki komşu arasındaki hüsümet,cenaze namazına yansıdı.
Kavgalı olduğu komşusu 73 yaşındaki Osman Dağlar’ın öldüğünü ve cenazesinin de Yemiş Camisi’n den kaldırılacağını öğrenen 48 yaşındaki Tahir Bice, farklı bir şekilde tepkisini dile getirdi. Dağar’ın tabutunun musalla taşına konmasından sonra imamın cenaze namazın nasıl kılınacağını anlatıp “Merhumu nasıl bilirdiniz? Hakkınızı helal ediyor musunuz?” diye sorması üzerine, cemaat arasında saf tutan Tahir Bice, umulmadık bir yanıt verdi.
Tahir Bice, elini havaya kaldırarak, “İtirazım var. Ben merhumu iyi bilmem. Haklarımı da helal etmiyorum. Çünkü benim, kanserli karımın ve üç çocuğumun rızkını elde ettiğim, 600’e yakın tavuk ve ördeğimi zehirleyerek öldürdü. Haklarımı helal etmiyorum. Helal olmasın” diye bağırdı. Ardından da saftan çıkarak kenara çekildi ve cenaze namazını kılmadı.
Dağar’ın bazı yakınları da Tahir Bice’nin üzerine yürüyerek yakasından tutup tartaklamak istedi. Belediye zabıtası ve orada bulunanların araya girmesi ile Tahir Bice cami önünden uzaklaştırıldı. (DHA)
----------------------------------------------
Aslında, "Merhumu nasıl bilirdiniz, Hakkınızı helal ediyor musunuz" diye sormak, çok güzel bir usul dür, adettir. Hakkını helal etmeyen, Yada şu şekil bilirdik diyebilen varsa, orada bulunan yakınları, ve o beldenin ileri gelenleri bu adaveti orada gidermiş olmakla, hem ölü yakınları, hemde ölen kimse rahat etmiş olmaz mı? Belkide başkaları bu hale düşmeden korktuğu için herkes borcunu öder. Eğer alacaklı alacağını musalla başında istemeyecekse, neden imam efendi cemaate soruyor? 
Bir esnaf dostumla köylerindeki mezarlıktan geçerken Fatiha okumadığını gördüm. Neden okumadığını sorduğumda, kara lastikli ayağı ile mermer mezarları göstererek: Bunların hepsinde alacağım kaldı, hele şunda bir teneke yağımı inkar etti diyerek mezar taşını tekmeledi. ve önümden kerpiç evine doğru yoluna devam etti. 
Peki bu adam haklı gibi geldi bana. Yıllar önce pazarcılık yaparken bir köyde, köy meydanına pazar açtığım yere sandalyede oturanlara, az ötede oturmaları için rica ettiğimde, köydeki nüfüzuna güvenerek, paranın gücü ile: Rahatımızı bozma diye beni azarlamışlar dı da, ben de o köyden hiç kimseye selam vermemiş, ve mezarlığına Fatiha okumamıştım. O köyü cezalandırmıştım o günkü aklımca. O günü şimdi iyi biliyorum ve iyi hatırlıyorum. 
En iyisi musalla başında, meyyitin yakınlarından hakkını istemektir. Hak sahibine yukarıdaki haberde olduğu gibi üzerine yürüyerek değilde, "gel arkadaş kaç para ise veriyorum" diyebilmesidir. Herkese örnek bir iş yapmış olurdu. geriye iki iş kalıyor. Biri mezarının taşını kalaylamak, Üçüncüsü ise, helal edip allaha sığınmak olsa gerek... Muhsin Tozlu. 30 KASIM 2012.

*
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=4706277730573&set=a.1433263387260.2061800.1103172660&type=1&theater&notif_t=like
*
https://www.facebook.com/photo.php?v=438385296223354