İran devrimin olduğu yıllarda, köyde davar güderdim. Elimde bir kısa dalgalı bir radyom vardı. İran İslam devriminin sesi radyosunu takip ederdim. Sabah yayını vardı, akşamda tekrarı. İkisinide dinlerdim ki, sabah kaçırdığımı akşam pekiştirirdim. Türkiyede islami aktiviteler yasak, hor görüldüğü, ve kısıtlı olduğu için, Humeyninin darbesi beni rahatlatıyordu. Bu devrim ve radyo sayesinde bir İran sevdası almıştı beni.. Marşlarını dinliyordum.. "Ey Rehber" marşı ve Azeri birlik marşı hala kulağımda.
İranlılar Türkiyeye gelmeye başladılar. Gördüklerime sorarım. İranlılar öneticilerini hiç sevmezler. Bunlara kızarım. Hatta siz hainsiniz derim. Şii'ligin ne oldugunu, aslinda bir islam düşmanı oldugunu nereden bilirdim ki?
Bu Esed kudurup, Suriyedeki katliam başlayınca, İran gözümden düştü. Belkide aklımı basima getirdi. Eskiden sevdiğim İran şimdi karşımda. Eski bizim koministler bana irancısın derlerdi, şeriatcısın gericisin, her türlü hakareti, İranı sevdiğim için ederlerdi.. Şimdi ne olduysa, bizim yobaz kızıllar İrancı, ben ise aslıma, döndüm. Milli Türk, ve Osmanlı yadigarina sahip olanların üzerinden hakaret ediyorlar şimdide. Bendemi sorun, yoksa bu ikiyüzlü kan emen vampirlerdemi? Muhsin Tozlu.