Başıma Bela Olan Sazımın, Ömrümde Gördüğüm Tek Faydası.
Efendim;
Sılayı rahim için memlekete gitmiştim.
Gelirken Adana'dan biraz kendime lazım olacak birşeyler aldım.
Otobüsün bagajına koydum eve geliyordum.
Daha çok lazım olanını ve kıymetlisini yanıma almıştım.
Şehrin çıkışında yolda jandarma ve polis kalabalığı fark ettim.
Kaza yada bir olay olduğunu düşündüm, ve çok üzüldüm.
Otobüsümüz durdu ve içeri polis ve jandarmalar doldu.
Pek anlam veremedim ama,işin aslı az sonra belli oldu.
Bizim otobüste arama varmış.
Kendimden emin olmanın rahatlığını, iş-güç zamanı, zaman kaybı olacağının üzüntüsüyle birlikte yaşıyordum.
Otobüsü bir dinlenme tesisine çektiler.
Baktım oralarda çok kalabalık.
Silahlı askerler ve polislerde hiç görmediğim kadar bir tedirginlik vardı.
Yanımdaki kafasının saçı kel, gözlüklü kıravatlı bond çantalı ların kedi gibi sessiz olduklarını görünce, mahşer yerindeki iltimassız savcı ve rüşvetsiz hakimler aklıma geldi.
Çünkü jandarmaların sırtında uzun uzun antenli cep telefonlarının sinyalini kesen cihazdan vardı.
Bir taraftan bayan polisler bayan yolcuları, erkek polislerde erkekleri arıyordu.
Birtane başçavuş yolculara: "Herkes cebindekini masanın üzerine koysun" dedi.
Hemen karşımda duran ve gözleri dört yana bakan polis şefinin benim cebimden ne çıkacağını merak ettiğini sanıyorum.
Herkes gibi bende çıkardım. Ne çıktı merak ediyormusunuz:))
2 Takım saz teli.
1 Takım saz tel akort vidası.
2 Takım saz teli eşiği.
8-10 Tane mızrap (dezene)
Aynı tezgahtar gibi diziyordum masaya ki, polis şefi beni işaret ederek, ve masadaki saz malzemelerini
göstererek: Bizim aradığımız sen değilsin hemşerim dedi:)))
Az sonra arananın yakalandığı anonsundan ve, diğer yolculardan özür dilenmesinden sonra yolumuza devam ettik.
Ömür boyu başıma bela olan sazımın bir gününü görmüş oluyordum.
08.07.2010 16:07