HES ve ENERJİ
Hazırlayan: Muhsin Tozlu.
Elektrik denilince akan sular duruyor.
Herkes konuşuyor, herkes yazıyor, herkes anlatıyor. Bir ben bilmiyorum galiba.
Oysa elektriğin benzinden daha kıymetli bir kaynak olarak düşünüyorum. Ekmek ve sudan sonra da elektrik geliyor sanıyorum.
Araştırmama göre;
100 liralık elektrik için:
1: 80 liralık benzin,
2: 60 liralık odun,
3: 40-45 liralık kömür.
4: 20-25 lira baraj ile,
5: 5 -lira Nükleer enerji.
6: Güneş Panelleri : Bilinmiyor. Bilen varsa yazsın.
7: Rüzgar türbinleri: Bilinmiyor. Bilen varsa yazsın.
Kesin olmamakla birlikte, araştırma sonucu, kanaatim bu dur.
1) Yakıtı dışarıdan alıp da, jeneratör kullanmak hiç akıl işi değil bence.
2) Odun elektrikden de kıymetli bir hazinedir. Ormanın yetişmesinin yıllar alacağını, oksijen kaynağının yok edileceğini düşündüğümüzde, ayağımıza değil, göğsümüze kurşun sıkmış gibi oluruz.
3) Kömürle çalışan termik santralleri, hem kömür gibi hazinemizi bitiriyoruz, hemde havayı kirletiyoruz. Oysa tertemiz havamızı zehir ettikten sonra, her yer kül ve is olduktan sonra, millet kanser, bronşit olduktan sonra, neye yarar elektrik?
4)Baraj en ucuz ve akıllıcası bence. Çünkü suyun gözesi bizde. Kulanım hakkı bizim. Enerji side bizim tabi ki.
5) En ucuzu ve tehlikelisi ise, nükleer santrallerdir. Allah korusun, kaza veya deprem olacak olsa, bir çok can ve maddi kayıp meydana gelecektir. Ama, dünyanın her yerinde vazgeçilmeyen bir unsurdur.
ERMENİSTAN:
"1973 Yılında Ermenistanda Kurulan MEDZAMOR Nükleer Enerji Santrali, Erivana 45 Km Iğdıra ise 16 Km uzaklıktadır. Bu santral çok eski bir teknolojiye sahip olmasına rağmen halen faal olup, çevresel etkileri başta Iğdır olmak üzere Türkiye'den hissedilmektedir"."ALINTIDIR"
Iğdır'daki vatandaşlarımızın bu eski teknolojiden kaynaklanan sızıntı sonucu kanser vakalarının çoğaldığını, ağaçların yapraklarında ve meyvelerinde yanıklar olduğu, o yörenin insanlarının ne düşündüğünü ben burdan anlıyorum. Deprem sonucu kazalar, yer altı suları ve Aras nehrinin zehirlenmesi, ve o nehirden yakalnan balıkların yenmesi ile ve, otlardan yayılan hayvanların sulanan tarım ürünleri yoluyla halkımızın zehirlenmesinin hiç konu edilmemesini ibretle izliyorum...
BULGARİSTAN:
31 Eki 2012 de,"Kırklareli'nin Demirköy İlçesine bağlı İğneada Beldesi, Beğendik Köyü sınırları içerisine EMBA Elektrik Üretim A.Ş. tarafından kurulması planlanan 'Trakya Entegre Termik Santral Projesi'nin halkı bilgilendirme toplantısında, toplanan 2 bine yakın vatandaşın tepki göstermesi üzerine yapılamadı. Ellerinde çeşitli dövizler taşıyan vatandaşlar, Longoz ormanları ile çevrili beldelerine santral yapılmak istenmesine tepki gösterdi.
Ancak Bulgaristan sınırındaki köye termik santralin yapılmasına karşı çıkan 2 bine yakın vatandaş, toplantının yapılacağı köy kahvesinin önünde toplandı. 'Nükleer santral istemiyoruz', 'Köyümüze termik santral istemiyoruz', 'Yaşamak istiyoruz, termik santral değil' yazan dövizler taşıyan vatandaşlar, gelen firma görevlilerinin kendilerine Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecini anlatmasına da izin vermedi. Polis ve jandarma ekipleri de, olası olayların önüne geçmek için yoğun güvenlik önlemi aldı."ALINTIDIR".
Peki biz Bulgar sınırına santral kurmuyoruzda, Bulgaristan'dan neden hemen burnumuzun ucunda Ermenistan gibi eski Rus eknolojisi ile ürettiği elektiriği satın alıyoruz? Bulgaristan'ın, iğneada termik santrali hakkında düşündüklerini biliyormuyuz?
Bu arada, Japonyada Fıransada, Almanyada, İspanyada bu santrallerin başını çekerken,Mayıs 2010 itibarı ile: Dünyada halen 30 ülkede 438 nükleer santral reaktörü enerji üretiminde kullanılırken, 42 nükleer santral inşa aşamasında bulunuyor.
Evet... Konumuzu toparlayacak olursak;
1:Her halükârda elektirik enerjisi, sayacımıza kadar gelecek. Kesinti olmayacak ucuz olacak.
2:Kendi öz kaynaklarımızdan öncelikle ihtiyacımızı sağlamamız gerekecek.
Baraj yaparız, baraja karşı çıkanlarımız var.
Köprü yaparız, köprüye karşı çıkanlarımız vardır.
Hava alanı yaparız, hava alanına karşı çıkanımız vardır.
Kanalistanbul cesaret isteyen bir proje, buna da karşı çıkan sözüm ona millyetcilerimizin, ulusalcılarımızın var olduğunu, acı tebessümle seyrediyorum.
Kanalistanbul ki, Montrö mütarekesi ile,garanti altına almamıza rağmen, boğazlardan geçen gemileri de arama yapamıyoruz, geçiş parası alamıyoruz. Kanalın açıldığı zaman hem trafiğin hızlanacağı hemde ne kadar kazançlı olacağımızı düşünemiyorum bile.
Bu konuda önerisi olanları, eleştirisi olanları bekliyor saygılarımı sunuyorum...
Muhsin Tozlu
17.08.2013 - 14:25 -
Not:Her evin çatısında, o eve yetecek enerji sağlayacak güneş panellerini görmeden ölmek istemiyorum. Muhsin Tozlu.
https://www.facebook.com/notes/muhsin-tozlu/t-hes-konusunda-kafam%C4%B1za-tak%C4%B1lanlar/703199993029770